Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kürsü Peygamberlerine Karşı Max Weber: Meslek Olarak Bilim Üzerine

  Max Weber 1918 yılında Münih Üniversitesi’nde meşhur Meslek Olarak Bilim adlı konuşmasını yapar. Geniş yankılar uyandıran konuşması, çağının realist bir teşhisini içerir. Konuşmasında söz konusu olan bilimsel ethosmuş gibi görünür, ama özünde modern, rasyonel uygarlığın çelikten kafesinde, anlamlı bir yaşam talebinin, eğer hâlâ mümkünse nasıl gerçekleştirilebileceği sorusunu yanıtlamaya çalışır. Weber bir bilim adamı olarak söz konusu talebin bilimle ilişkisini sorgular. Weber’e göre anlamlı bir yaşam istemini modern bilim yanıtsız bırakır. Weber için nihai anlama yönelik sorgulamalar dünya görüşleri alanında ve insan ruhu içerisinde aranmalıdır. Daha önce metodoloji üzerine yazılarında değer yargıları ile olgular arasında kategorik bir ayrım yapılması gerektiğini savunan Weber, 1918’in olağanüstü şartlarında yeniden aynı konuya dönerek olgularla ilgilenen bilimsel alan ile değer yargıları içeren dünya görüşleri arasında kalın bir çizgi çekmeye çalışır. Weber’in bilim üzerine yaptığ

Teyzemin Güzel Hatırasına...

Sen bir daha geri gelmemek üzere bu dünyadan göçtüğünde, ben gerçek anlamıyla ölümle tanışmış oldum. Senin ölüm haberin geldikten sonra apar topar Trabzon’a gidişimiz dışında yaşadığımız sürece dair pek bir şey hatırlamıyorum. Çok yoğun yaşadığımız bir süreçten arda kalan, şok duygusuyla sarmalanmış bir kederden ibaret oldu benim için. * * * Aslında ölümün her zaman, her an beklenilir bir şeydi. Tıp otoriteleri öyle söylüyordu. Annem sık sık sağlık durumundan endişe ederek için için ağlardı. Bu kadar uzun yaşayabilmiş olman bile bir mucizeydi, annemden çok kez işitmiştim bunu. Ama nedense hiç inanmamışım, sen ölünce anladım. Sadece ben değil hiçbirimiz inanmamışız, sen ölünce anladık. Yazarların, hocaların, “dışarıdakilerin” seninle ilgili ibretlik vaka anlatılarını bendeki teyzem algısıyla hiç bağdaştıramadım. Onlar haklı olarak bir insanın kendi iradesi ve çabasıyla doğuştan gelen fiziksel yetersizliğinin üzerinden nasıl gelebildiğiyle ilgileniyorlardı. Ben ise bunun üzerine hiç düşü